The effects of internal thoracic artery preparation with intact pleura on respiratory function and patients' early outcomes
1Department of Cardiovascular Surgery, School of Medicine, İstanbul Bilim University, İstanbul
2From Departments of Cardiovascular Surgery, İstanbul University Institute of Cardiology, İstanbul, Turkey
3Anesthesia and Reanimation, İstanbul University Institute of Cardiology, İstanbul, Turkey
Anatol J Cardiol 2008; 5(8): 368-373 PubMed ID: 18849230
Full Text PDF

Abstract

Objective: Postoperative respiratory functions, arterial blood gases, blood loss and clinical outcome following coronary artery bypass surgery (CABG) were assessed in a prospective randomized single-blind (patient- blind) clinical study comparing two different techniques of internal thoracic artery (ITA) harvesting.
Materials and Methods: Fifty-four patients admitted for CABG were allocated into two groups according to ‘random numbers’ technique. In a Group 1 (n=26) ITA was prepared keeping the pleura intact and in a Group 2 (n=28) pleura was opened. Both groups were compared in terms of postoperative respiratory functions, arterial blood gases, bleeding and clinical outcomes using ANOVA for repeated measurements analysis.
Results: Analysis of spirometric and partial oxygen pressure data showed that postoperative reductions in forced expiratory volume (0.17±0.18 lt vs. 0.28±0.14 lt, p=0.016), forced vital capacity (0.18±0.19 lt vs. 0.28±0.13 lt, p=0.037) and arterial oxygen measurements (-0.03±0.22 mmHg vs. 0.15±0.4 mmHg, p=0.023) were less pronounced in patients of Group 1 as compared with patients of Group 2. The increase in intrapulmonary shunts (Qs/Qt ratio) after the operation was more pronounced in Group 2 patients than in Group 1 patients (p<0.01) and the mean values of Qs/Qt ratio 24 hours after the operation were higher in group 2 as compared to Group 1 patients(0.100±0.063 vs. 0.054±0.048, p=0.001). Radiological evaluation revealed that costophrenic angle obliteration after operation more often occurred in Group 2 (14/28 patients) than in Group 1 (0/26 patients) (p<0.0001). Cardiothoracic index increased significantly after operation only in group 2 patients (p=0.001). Postoperative blood loss within 24 hours was significantly lower in Group 1 compared to Group 2 (656±179 ml vs. 907±257 ml, p=0.001). There was no significant difference between groups in the ICU stay duration (p=0.186), whereas the hospital stay was significantly longer in group 2 patients than in Group 1 patients (8.8±2.0 days vs. 7.6±2.0 days, p=0.039).
Conclusion: According to our results, preserving pleural integrity has positive effects on the respiratory functions and patients’ clinical outcomes following CABG operations.


Plörotomi yapılmaksızın internal torasik arter grefti hazırlanmasının solunum fonksiyonları ve erken dönem iyileşme periyodu üzerine etkileri
1Department of Cardiovascular Surgery, School of Medicine, İstanbul Bilim University, İstanbul
2From Departments of Cardiovascular Surgery, İstanbul University Institute of Cardiology, İstanbul, Turkey
3Anesthesia and Reanimation, İstanbul University Institute of Cardiology, İstanbul, Turkey
The Anatolian Journal of Cardiology 2008; 5(8): 368-373 PMID: 18849230

Amaç: Koroner arter baypas greftleme uygulanan hastalarda internal torasik arterin (ITA) iki ayrı teknikle hazırlandığı iki hasta grubunda postoperatif solunum fonksiyonları, arteryel kan gazları, kanama miktarı ve klinik seyir prospektif randomize tek kör (hasta kör) çalışmada karşılaştırıldı.
Yöntemler: Kurumumuza KABG için başvuran ve çalışma koşullarını karşılayan 54 hasta randomize numaralama yöntemiyle iki gruba ayrıldı. Grup 1’de (n=26) ITA; plevra açılmadan, grup 2’de (n=28) plevra açılarak hazırlandı. iki grup postoperatif solunum fonksiyonları, arteryel kan gazları, kanama miktarı ve klinik seyir açısından grup içi ve gruplar arasında preoperatif ve postoperatif olarak farklar açısından “ANOVA for repeated measurements” analizi ile istatistiksel olarak kıyaslandı.
Bulgular: Spirometrik ölçümler ve parsiyewl oksijen basıncı verileri zorlu ekspiratuvar volüm (0.17±0.18 lt; 0.28±0.14 lt, p=0.016), zorlu vital kapasite (0.18±0.19 lt;. 0.28±0.13 lt, p=0.037), ve arteryel oksijen basınçları (-0.03±0.22 mmHg; 0.15±0.4 mmHg, p=0.023) değerlerinde postoperatif değerlerde preoperatif ölçümlere göre düşüşün Grup 1 hastalarında Grup 2’ye göre daha az belirgin olduğunu gösterdi. Postoperatif 24. saat ortalama QS/Qt değerleri Grup 2’de Grup 1’e göre daha yüksekti (0.100±0.063; 0.054±0.048, p=0.001). Radyolojik değerlendirme kostofrenik sinüs kapanmasının Grup 2 hastalarında (14/28 hasta) Grup 1‘e göre (0/26) daha sık görüldüğünü ortaya koydu (p<0.0001). Postoperatif kardiyotorasik indeks artışı yalnızca Grup 2’de istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0.001). Ameliyat sonrası ilk 24 saatte kanama miktarı Grup 1’de 2’ye oranla belirgin olarak azdı (656±179 ml; 907±257 ml, p=0.001). Intrapulmoner flant (Qs/Qt) ölçümlerinde ameliyat sonrası artış Grup 2 hastalarında Grup 1’e göre daha belirgin idi (p<0.01). Her iki grup arasında yoğun bakım kalış süreleri açısından bir fark yokken (p=0.186), Grup 2’de hastanede kalış süreleri daha fazla olarak saptandı (p=0.039).
Sonuç: Internal torasik arterin hazırlanırken, plevranın korunmasının, solunum fonksiyonlarını olumlu yönde etkileyeceğine inanmaktayız.