2Department of Emergency Medicine, University of Health Sciences, Haseki Training and Research Hospital,Istanbul, Turkey
3Department of Biochemistry, University of Health Sciences, Haseki Training and Research Hospital, Department of Biochemistry, Istanbul, Turkey
Abstract
Objective: The study aimed to investigate the predictive power of serum corin levels for distinguishing between hypertensive urgency (HU) and hypertensive emergency (HE) in patients with hypertensive crisis (HC) admitted to the emergency department.
Methods: A total of 120 consecutive consenting adult patients diagnosed with HC and 55 age- and sex-matched healthy controls were enrolled. Blood pressure measurements [(systolic, diastolic, and mean arterial pressure (MAP)] and the evidence of end-organ damage at the first admission were recorded. Patients with HC were classified as patients with HE or HU according to the presence or absence of acute end-organ damage. Serum corin levels were compared between the 2 groups.
Results: The mean serum corin level was significantly lower in the HC group than in the control group; it was also lower in the HE group than in the HU group (p<0.001 for all). In the HE group, clinical features associated with end-organ damage included ST-elevation myocardial infarction (n=28, 46.7%), hemorrhagic stroke (n=11, 18.3%), ischemic stroke (n=11, 18.3%), and non–ST-elevation myocardial infarction (n=10, 16.7%). The receiving operator characteristic (ROC) analysis identified a serum corin cutoff value of 45 pg/mL for distinguishing patients with HE from patients with HU with 98.3% sensitivity and 95% specificity.
Conclusion: Our findings suggest that serum corin levels play an important role in regulating blood pressure and are involved in the pathogenesis of HC. Low serum corin levels may predict end-organ damage and serve as a guide for diagnostic decision making in patients with HC.
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Haseki Sağlık ve Uygulama Merkezi, Acil Tıp Kliniği,İstanbul
3Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Haseki Sağlık ve Uygulama Merkezi, Biokimya Kliniği, İstanbul
Amaç: Acil servise başvuran hipertansif kriz (HK) hastalarında hipertansif ivedi durum (urgency) ve Hipertansif acil durum (emergency) arasında ayrım yapmak için serum corin düzeylerinin prediktif etkisini araştırdık.
Yöntemler: Çalışmaya yaşları ve cinsiyetleri eşleştirilmiş toplam 120 yetişkin hasta ve 55 sağlıklı birey kontrol grubu olarak dahil edildi. İlk başvuruda kan basıncı ölçümleri (sistolik, diyastolik ve ortalama arter basıncı) ve hedef organ hasarı varlığı kaydedildi. HK'lı hastalar, akut hedef organ hasarının varlığına veya yokluğuna göre HE veya HU olarak sınıflandırıldı. Serum korin düzeyleri gruplar arasında karşılaştırıldı.
Bulgular: Ortalama serum korin düzeyi HK grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşüktü; emergency grubunda urgency grubuna göre daha düşüktü (tümü için, p <0,001). Emergency grubunda, hedef organ hasarı ile ilişkili klinik durumlar ST elevasyonlu miyokard infarktüsü (n = 28, % 46,7), hemorajik inme (n = 11, %18,3), iskemik inme (n = 11, %18,3), ve ST elevasyonsuz miyokard infarktüsü (n = 10, %16,7) idi. ROC analizinde, emergency hastalarını urgency hastalardan ayırmak için % 98,3 duyarlılıkta ve % 95 özgüllükte, 45 pg/mL'lik corin kesim değeri değeri saptandı.
Sonuç: Bulgularımız, serum corin düzeylerinin kan basıncının düzenlenmesinde ve HK patogenezinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Düşük serum corin seviyeleri, hedef organ hasarını tahmin edebilir ve HK'lı hastalarda tanısal karar vermek için bir kılavuz görevi görebilir.