2Clinic of Cardiology, Pazarcık State Hospital, Kahramanmaraş-Turkey
3Clinic of Cardiology, Muş State Hospital, Muş-Turkey
4Department of Cardiology, Ankara Ataturk Education and Research Hospital, Ankara-Turkey
5Department of Cardiology, Faculty of Medicine, Fatih University, Ankara-Turkey
Abstract
Objective: This study aimed to show the relationship between serum paraoxonase 1 level and the epicardial fat tissue thickness. Methods: Two hundred and seven patients without any atherosclerotic disease history were included in this cross-sectional observational study. Correlation analysis was performed to determine the correlation between epicardial fat tissue thickness, which was measured by echocardiography and serum paraoxonase 1 level. Also correlation analysis was performed to show correlation between patients’ clinical and laboratory findings and the level of serum paraoxonase 1 (PON 1) and the epicardial fat tissue thickness. Pearson and Spearman test were used for correlation analysis. Results: No linear correlation between epicardial fat tissue thickness and serum PON 1 found (correlation coefficient: -0.127, p=0.069). When epicardial fat tissue thickness were grouped as 7 mm and over, and below, and 5 mm and over, and below, serum PON 1 level were significantly lower in ≥7 mm group (PON1: 168.9 U/L) than <7 mm group (PON 1: 253.9 U/L) (p<0.001). Also hypertension prevalence was increased in ≥7 mm group (p=0.001). Serum triglyceride was found to be higher in ≥7 mm group (p=0.014), body mass index was found higher in ≥5 mm group (p=0.006). Conclusion: Serum PON 1level is not correlated with the epicardial fat tissue thickness. But PON 1 level is lower in patients with epicardial fat tissue thickness 7 mm and over. Therefore, increased atherosclerosis progression can be found among patients with 7 mm and higher epicardial fat tissue thickness.
2Clinic of Cardiology, Pazarcık State Hospital, Kahramanmaraş-Turkey
3Clinic of Cardiology, Muş State Hospital, Muş-Turkey
4Department of Cardiology, Ankara Ataturk Education and Research Hospital, Ankara-Turkey
5Department of Cardiology, Faculty of Medicine, Fatih University, Ankara-Turkey
Amaç: Bu çalışmada serum paraoksonaz 1 düzeyi ile epikardiyal yağ dokusu kalınlığı arasındaki ilişkiyi göstermeye çalıştık. Yöntemler: Bu gözlemsel ve kesitsel çalışmaya herhangi bir aterosklerotik hastalık öyküsü olmayan 207 hasta alındı. Ekokardiyografi ile epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ölçülerek, serum paraoksonaz 1 (PON 1) düzeyi ile arasındaki korelasyonu göstermek amacıyla korelasyon analizi yapıldı. Ayrıca hastaların klinik ve laboratuvar bulguları ile serum PON 1 düzeyi ve epikardiyal yağ dokusu kalınlığı arasında da korelasyon analizi yapıldı. Gruplar arası korelasyonu göstermek amacıyla Pearson testi ve Spearman testi uygulandı. Bulgular: Epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ile serum paraoksonaz düzeyi arasında lineer korelasyon izlenmedi (korelasyon katsayısı: -0,127, p=0,069). Epikardiyal yağ dokusu kalınlığı 7 mm ve 5 mm birimlerinin altı ve üstü olarak gruplanacak olursa, serum PON 1 düzeyi ≥7 mm olan grupta (PON 1 düzeyi: 168,9 U/L), <7 mm grubuna (PON 1 düzeyi: 253,9 U/L) göre anlamlı olarak düşüktü (p<0,001). Ayrıca hipertansiyon prevalansı, epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ≥7 mm olan grupta daha fazlaydı (p=0,001). Serum trigliserit düzeyi ise epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ≥7 mm olan grupta daha yüksekti (p=0,014) ve vücut kitle indeksi ise epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ≥ 5 mm olan grupta daha yüksekti (p=0,006). Sonuç: Serum PON 1 düzeyi, epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ile korele değildi. Fakat serum paraoksonaz düzeyi epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ≥7 mm olan grupta daha düşüktü. Bu nedenden dolayı epikardiyal yağ dokusu kalınlığı 7 mm ve üzeri olanlarda artmış ateroskleroz progresyonu izlenebilir.