2Department of Cardiology, Faculty of Medicine, Abant İzzet Baysal University, Bolu-Turkey
3Department of Cardiovascular Surgery, Kartal Koşuyolu High Speciality Training and Research Hospital, İstanbul, Turkey
4Department of Cardiovascular Surgery, Faculty of Medicine, Kahramanmaraş Sütçü İmam University, Kahramanmaraş-Turkey
5Departments of Cardiovascular Surgery Anesthesiology, Faculty of Medicine, Abant İzzet Baysal University; Bolu-Turkey
Abstract
Objective: The aim of our study was determine whether aortic knob width (AKW) is associated with the development of atrial fibrillation (AF) after isolated coronary artery bypass surgery (CABG). Methods: In this retrospective observational cohort study, we evaluated 135 patients without hemodynamically significant valvular problems. AKW was measured on chest X-ray by digital system. Multiple logistic regression analysis was used to find independent associates of postoperative AF (POAF). The diagnostic value of AKW was assessed using ROC analysis. Results: POAF occurred in 43 (31.8%) of all patients. The age, AKW, left atrial (LA) diameter and C-reactive protein (CRP) were significantly higher in patients with POAF than without POAF (67.2±8.6 vs 61.3±9.8 years, p=0.004; 45.6±5.8 vs 36.1±3.8 mm, p<0.001; 37.9±3.5 vs 35.8±3.1mm, p=0.002 and 10.6±8.5 vs 5.6±6.5 mg/L, p=0.001 respectively). Multiple logistic regression analysis demonstrated that AKW, LA diameter and CRP were independently associated with POAF (OR=4.527, 95% CI=1.315 -15.588, p=0.017; OR=2.834, 95% CI=1.091-7.360, p=0.032 and OR=1.300, 95% CI=1.038-1.628, p=0.022 respectively). ROC analysis has demonstrated that aortic knob of 36.5 mm constitutes the cut-off value for the occurrence of POAF with 84.4% sensitivity and 64.6% specificity (AUC=0.84, 95% CI=0.75-0.94, p<0.001). Conclusion: We have demonstrated a significant association between the AKW and AF development after isolated CABG. PA chest radiography is a cheap and readily available clinical tool and it can be examined easily by every cardiovascular surgeons.
2Department of Cardiology, Faculty of Medicine, Abant İzzet Baysal University, Bolu-Turkey
3Department of Cardiovascular Surgery, Kartal Koşuyolu High Speciality Training and Research Hospital, İstanbul, Turkey
4Department of Cardiovascular Surgery, Faculty of Medicine, Kahramanmaraş Sütçü İmam University, Kahramanmaraş-Turkey
5Departments of Cardiovascular Surgery Anesthesiology, Faculty of Medicine, Abant İzzet Baysal University; Bolu-Turkey
Amaç: Bu çalışmanın amacı göğüs grafisinde aort topuz genişliğinin (ATG) izole koroner baypass operasyonlarından sonra atriyal fibrilasyon (AF) gelişimi ile ilişkili olup olmadığını araştırmaktır. Yöntemler: Bu retrospektif gözlemsel Kohort çalışmada, hemodinamik olarak önemli kapak problemi olmayan 135 hastayı değerlendirdik. Bilgisayar sistemi yardımıyla ATG göğüs grafisinde ölçüldü. ATG ve postoperatif atriyal fibrilasyon (POAF) gelişimi arasında bağımsız ilişki olup olmadığını bulmak için çoklu regresyon analizi yapıldı. ATG’nin tanı değeri ROC analizi kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: POAF tüm hastaların 43’ünde (%31,8) ortaya çıktı. Yaş, ATG, sol atriyum çapı (SA) ve C-reaktif protein (CRP) POAF gelişen grupta, POAF gelişmeyen gruba göre önemli bir şekilde daha yüksekti (67,2±8.6 vs 61.3±9,8 p=0.004; 45,6±5.8 mm vs 36,1±3.8 mm, p<0,001; 37.9±3,5 vs 35,8±3.1 mm, p=0.002 ve 10,6±8,5 vs 5,6±6,5 mg/L p=0.001 sırasıyla). Çoklu lojistik regresyon analizinde ATG, SA çapı ve CRP’ nin POAF gelişiminin bağımsız prediktörleri olarak tespit edildi [OO=4,527, %95 GA=1,315 -15,588, p=0,017; OO=2,834, %95 GA=1,091-7,360, p=0,032 ve OO=1,300, %95 GA=1,038 -1,628, p=0,022 sırasıyla]. ROC analizinde ATG’nin 36,5 mm olması POAF gelişmesini %84,4 duyarlılık ve % 64,6 özgüllük ile tespit edebiliyordu (AUC=0,84, 95% GA=0,75-0,94, p<0,001). Sonuç: Biz izole koroner baypass operasyonlarından sonra gelişen POAF ve ATG arasında önemli bir ilişki olduğunu gösterdik. PA akciğer grafisi ucuz, her zaman ulaşılabilen ve her kalp ve damar cerrahı tarafından kolaylıkla değerlendirilebilen bir klinik araçtır.