Abstract
Heart failure (HF) is a clinical syndrome, which is becoming a major public health problem in recent decades, due to its increasing prevalence, especially in the developed countries, mostly due to prolonged lifespan of the general population as well as the increased of HF patients. The HF treatment, particularly, new pharmacological and non-pharmacological agents, has markedly improved clinical outcomes of patients with HF including increased life expectancy and improved quality of life. However, despite the facts that mortality in HF patients has decreased, it still remains unacceptably high. This review of summarizes the evidence to date about the mortality of HF patients. Despite the impressive achievements in the pharmacological and non-pharmacological treatment of HF patients which has undeniably improved the survival of these patients, the mortality still remains high particularly among elderly, male and African-American patients. Patients with HF and reduced ejection fraction have higher mortality rates, most commonly due to cardiovascular causes, compared with patients HF and preserved ejection fraction.
Kalp yetersizliği (KY) çoğunlukla genel nüfusta yaşam süresinin uzaması ve kalp yetersizlikli hastaların çoğalması ile özellikle gelişmiş ülkelerde prevalansın artması nedeniyle son yıllarda KY, önemli bir halk sağlığı problemi olan, klinik bir sendromdur. KY tedavisi, özellikle yeni farmakolojik ve non-farmakolojik ajanlar yaşam beklentisinde artma da dahil, KY’li hastaların kliniğini oldukça düzeltmiş, yaşam niteliğini arttırmıştır. Ancak, KY hastalarında ölüm oranı azalmış olmasına rağmen, hala kabul edilemeyecek derecede yüksektir. Bu derleme KY hastalarının ölümü hakkında güncel kanıtları özetler. Bu hastaların yaşamındaki inkar edilmeyecek düzelme ve KY’nin farmakolojik ve non-farmakolojik tedavisinde etkin düzelmelere rağmen; yaşlı, erkek ve Afrikalı, Amerikalı hastalar arasında mortalite hala yüksek kalmıştır. KY’li ve korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu hastalarla karşılaştırıldığında; KY ve ejeksiyon fraksiyonu düşük olan hastalarda mortalite halen yüksek oranlardadır.