2Clinic of Romatology, Antalya Training and Research Hospital; Antalya-Turkey
3Clinic of Cardiology, Türkiye Yüksek İhtisas Training and Research Hospital; Ankara-Turkey
Abstract
Objective: Systemic sclerosis (SSc) is an autoimmune connective tissue disorder characterized by fibrosis. The prognosis of the disease is bad when clinically symptomatic cardiac dysfunction is occurred, therefore early detection of cardiac dysfunction is important in patients with SSc. The aim of this study was to investigate the frequency of fQRS in superficial electrocardiography in cardiacally asymptomatic patients with SSc and its relation to the systolic pulmonary artery pressure (sPAP).
Methods: This study included 31 cardiacally asymptomatic patients with SSc (23 females, 40.4±9.2 years) and 41 healthy volunteers as the control (31 females, 38.2±11.8 years). The ECGs with 12 derivations and transthoracic echocardiographies of the patients were evaluated. The presence of fQRS in the superficial ECG, and its relation to systolic pulmonary artery pressure (sPAP) were investigated.
Results: The mean sPAP value in the SSc group was observed to be higher than that of the control group (26 mm Hg and 20 mm Hg, respectively, p<0.001). The presence of fQRS in the SSc group was more frequent than the control group (55% and 10%, respectively, p<0.001). In SSc patients presence of fQRS become relevant with ?24 mm Hg sPAP by 88% sensitivity and 79% specificity.
Conclusion: In our study, the presence of fQRS in SSc patients, were more frequent than in the normal population. Since pulmonary hypertension is the primary cause of mortality in patients with SSc, the correlation of fQRS with sPAP should also be considered.
2Clinic of Romatology, Antalya Training and Research Hospital; Antalya-Turkey
3Clinic of Cardiology, Türkiye Yüksek İhtisas Training and Research Hospital; Ankara-Turkey
Amaç: Sistemik skleroz (SSc) diffüz vasküler lezyonlar ve fibrozis ile karakterize otoimmün konnektif doku hastalığıdır. Klinik semptomatik kardiyak disfonksiyon ortaya çıktığında hastalığın prognozu kötüdür, bu nedenle SSc hastalarında kardiyak disfonksiyonun erken tanısı önemlidir. Bu çalışmanın amacı kardiyak yönden asemptomatik SSc hastalarında yüzey EKG’de fragmente QRS (fQRS) sıklığını araştırmak ve bunun pulmoner arter basıncı ile ilişkisini araştırmaktır.
Yöntemler: Çalışmaya kardiyak yönden asemptomatik otuz bir SSc hastası (23 kadın, 40,4±9,2 yıl) ve kontrol grubu olarak sağlıklı kırk bir gönüllü (31 kadın, 38,2±11,8 yıl) alındı. Hastaların 12 derivasyonlu yüzey elektrokardiyografileri (EKG) ve transtorasik ekokardiyografi kayıtları değerlendirildi. Yüzey EKG’de fQRS varlığı ile sistolik pulmoner arter basıncı ile ilişkisi araştırıldı.
Bulgular: SSc grubunda ortalama sPAB değeri kontrol grubundan yüksek bulundu (26 mm Hg ve 20 mm Hg, sırasıyla, p<0,001). SSc grubunda fQRS varlığı kontrol grubundan daha sık bulundu (%55 ve %10, sırasıyla, p<0,001). SSc hastalarında fQRS varlığı, %88 duyarlılık ve %79 özgüllük ile 24 mm Hg ?sPAB varlığı ile ilişkili bulundu.
Sonuç: Çalışmamızda SSc hastalarında fQRS varlığına normal popülasyondan daha sık rastlanmıştır. SSc hastalarında mortalitenin önde gelen nedeni pulmoner hipertansiyon olduğundan, fQRS varlığının sPAB artışı ile ilişkili olması da dikkate alınmalıdır.