Relationship between red cell distribution width and long-term mortality in patients with non-ST elevation acute coronary syndrome
1Department of Cardiology, Faculty of Medicine, Çanakkale Onsekiz Mart University; Çanakkale-Turkey
2Department of Cardiology, Bursa Yüksek İhtisas Training and Research Hospital; Bursa-Turkey
3Department of Internal Medicine, Faculty of Medicine, Çanakkale Onsekiz Mart University; Çanakkale-Turkey
Anatol J Cardiol 2015; 8(15): 634-639 PubMed ID: 25550178 PMCID: 5336864 DOI: 10.5152/akd.2014.5645
Full Text PDF

Abstract

Objective: Red cell distribution width (RDW) has been reported to be a predictor of cardiac events in coronary artery disease (CAD). Here, we hypothesized that RDW level on admission would be predictive of adverse outcomes in non-ST elevation acute coronary syndrome (NST-ACS). Materials and Methods: In total, 202 patients with NST-ACS (159 males and 43 females) were retrospectively analyzed. The patients were divided into two groups based on the 50th percentile of admission RDW levels. A high RDW group (n=100) was defined as those patients having RDW levels of >14.0. The relationship between RDW and primary endpoint (cardiovascular death), secondary endpoints [(reinfarction, repeat target vessel revascularization-percutaneous/surgical)], and major adverse cardiac events (MACE) were assessed. The median follow-up time was 18 (13-24) months. Results: The patients in the high RDW group were older (62.9 vs. 57.5, p=0.001). Multivessel disease, low-density lipoprotein, creatinine, platelet, CK-MB, troponin I, and RDW were higher (p=0.047, p=0.003, p=0.012, p=0.012, p=0.017, p<0.001, respectively), and gender (male/female), ejection fraction, and hemoglobin levels were lower (p=0.021, p=0.04, p=0.016, respectively) in the high RDW group. Cardiovascular death and MACE were higher in the high RDW group (16% vs. 4.9%, p=0.01, 52% vs. 31.4%, p=0.003, respectively). By multiple regression analysis in 202 patients, age ≥65 and RDW >14.0% on admission were found to be powerful independent predictors of cardiovascular mortality (OR: 4.5, 95% CI: 1.5-13.1, p=0.005, OR: 3.0, 95% CI: 1.0-8.9, p=0.039, respectively). Conclusion: A high RDW level on admission is associated with increased long-term mortality in patients with NST-ACS.


ST yükselmesi olmayan akut koroner sendrom hastalarında eritrosit dağılım genişliği ile uzun dönem mortalite arasındaki ilişki
1Department of Cardiology, Faculty of Medicine, Çanakkale Onsekiz Mart University; Çanakkale-Turkey
2Department of Cardiology, Bursa Yüksek İhtisas Training and Research Hospital; Bursa-Turkey
3Department of Internal Medicine, Faculty of Medicine, Çanakkale Onsekiz Mart University; Çanakkale-Turkey
The Anatolian Journal of Cardiology 2015; 8(15): 634-639 DOI: 10.5152/akd.2014.5645 PMID: 25550178

Amaç: Eritrosit dağılım genişliğinin (EDG) koroner arter hastalığında kardiyak olayların öngörücüsü olduğu gösterilmiştir. Burada, biz ST yükselmesi olmayan akut koroner sendrom hastalarında (STYO-AKS) başvuru anındaki EDG'nin kötü sonlanımları öngörebileceğini göstermeyi amaçladık. Yöntemler: Toplam 202 STYO-AKS hastası (159 erkek, 43 kadın) geriye dönük incelendi. Hastalar başvurudaki EDG değerlerinin ellinci persantiline göre ikiye ayrıldı. Yüksek EDG grubu (n=100) EDG'nin >14,0 olması olarak tanımlandı. EDG ile birincil (kardiyovasküler ölüm), ikincil [tekrarlayan enfarkt ve hedef damar revaskülarizasyonu (perkütan veya cerrahi)] ve majör istenmeyen kardiyak olaylar (MACE) sonlanım noktaları arasındaki ilişki incelendi. Ortalama takip süresi 18. (13-24) aydı. Bulgular: Yüksek EDG grubunda hastalar daha yaşlıydı (62,9'a karşı 57,5, p=0,001). Yüksek EDG grubunda; çok damar hastalığı, düşük yoğunluklu lipoprotein, kreatinin, trombosit, CK-MB, troponin I ve EDG anlamlı yüksek (sırasıyla, p=0,047, p=0,003, p=0,012, p=0,012, p=0,017, p<0,001), cinsiyet (erkek/kadın), ejeksiyon fraksiyonu ve hemoglobin değerleri anlamlı şekilde düşüktü (sırasıyla, p=0,021, p=0,04, p=0,016). Yüksek EDG grubunda kardiyovasküler ölüm ve MACE daha yüksekti (%16'ya karşı %4,9, p=0,01, %52'ye karşı %31,4, p=0,003). Toplam 202 hastada çoklu regresyon analizi ile; başvuru anındaki yaşın ≥65 ve EDG'nin >%14,0 olması kardiyovasküler mortalitenin güçlü, bağımsız öngörücüsü olduğu bulundu (sırasıyla, OR: 4,5, %95 CI: 1,5-13,1, p=0,005, OR: 3,0, %95 CI: 1,0-8,9, p=0,039). Sonuç: Başvurudaki yüksek EDG düzeyi STYO-AKS hastalarında artmış uzun dönem mortalite ile ilişkilidir.